15 Haziran 2010 Salı

Serpentia Efsaneleri - 9

" Yürüyün ahmaklar ! " diye haykırdı adam.

Elindeki kırbacı havada şaklattıktan sonra önüne şiddetli bir bakış attı. Birkaç kölenin yanında yürüyordu asker..Devasa bir kampın içerisinde ilerliyorlardı. Etrafına bakındı , sonra devam etti. Yanındaki askere döndü.

" Gördün mü Kral..Kuşkulanmadılar bile.. "

Kral gülümsedi..

***

" İşte cephanelik..Zehiri buradan temin edeceğiz.. " diye fısıldadı Laeron ardından yanındaki adama elini uzattı. Adam Laeron'a Drasar'ını verdi. Ardından Laeron kendi silahını da çıkardı..Yanındaki adama fısıldadı.

" Başlıyoruz. "

Laeron açığa çıktı ve askerlerin karşısında yavaşça ilerledi. Askerler birbirlerine bakındıktan sonra adama seslendiler.

" Neden buradasın ? "

Laeron adamlara sert bir bakış attı ve Drasarları eline aldı. Bu efsanevi silahları gören askerlerin gözleri bir çığ gibi büyüdü..Bir çığlık bile atamadan çıktı Drasarlar Laeron'un elinden ve adamların boyunlarını sıkmaya başladı. Tam çığlık atacakken askerler , yandan iki süikastçi gelip askerlerin ağızlarını kapadılar. " Tüm Zehri alın..Patlayıcılar kalsın. " dedi Laeron ve Cephaneliğin kapısında dikilmeye başladı. Ardından cesetlere ellerini uzattı ve birkaç söz söyledi..

***

" Duman buradan geliyordu efendim.. " dedi asker ve yanındakine yerde yanmış cesetleri gösterdi. Yaklaşık elli asker vardı Cephaneliğin karşısında..Kampın çeyreği dumanı görüp oraya koşturmuş olmalıydı. Hepsinin zırhlarında özenle oyulmuş " S " harfi mevcuttu ama en başlarındaki adamın arması daha büyük ve parlaktı. Siyahın üzerine kırmızı şeritlerle oluşmuş basit Serpentia Asker zırhından farklıydı bu..Kırmızı şeritlerin yerine sarı sarı parlayan altınlar almıştı..Komutan olduğu anlaşılan adam diğerlerine seslendi. " Cephaneliğe bakın.. " Yaklaşık on adam kılıçlarını çekip cephaneliğe daldılar..İçeriden bir feryat duyuldu.. " Efendim ! "

***

Laeron fısıldadı.." Sıra sende.. "

Abaet elini geriye çekti ve birden Cephaneliğe doğru savurdu. Ardından başka bir çatıda olan biteni izleyecekti..Elinden çıkan alev hızla ilerleyerek cephaneliğin tavanına düştü. Birden alev alan cephanelik bir anda patlayıverdi. İçerideki askerlerin parçalarıyla birlikte dışarıda kalan kırk adam geriye savruldu. Tam bir can pazarı yaşandı. Cesetler çadırların üzerlerine düştü ve bezleri yırttı. Kızmış zırh parçaları askerlerin yüzüne birdaha çıkmamak üzere yapıştı. Abaet'in hemen yanına ise altından bir eldiven düştü..

" Çıkıyoruz. " dedi Laeron ardından süikastçiler önlerine geleni öldürerek kampı terkettiler...