25 Şubat 2010 Perşembe

Efsane 5 - Sayfa 2

Sayfa 2 ,

Alnına damlayan damlalarla uyandı kral. Hızla irkildi. Başının yanında gördüğü meşaleyi almaya karar verdi elini uzatır uzatmazsa yapışıp kaldı.

" Febribel adına.. " diye mırıldandı. " Bu da ne böyle ? "

Elini çekmeye çalıştı ama başaramadı.

" Lanet olsun.. "

Tek eli yapışmış bir halde duran kral birden kapı gıcırtısına benzeyen bir ses duydu , sırtını duvara vererek durmaya çalıştı. İçeriye giren gölgeyi görebiliyordu. Gölge elini boynuna attı ve sapsarı bir madalyon çıkardı. Karanlığın içinde sapsarı parlıyordu , ışığı tüm odaya yayıldı. Birden elinin yapıştığı sıvı ona cevap verircesine parıldadı. Kral acı bir çığlık atıp yere kapaklandı. Etraf aydınlandı gölge kapşonunu geriye attı ve hızla koşup Kralın yanına eğildi.

" Şükürler olsun..Sonunda buldum.. " Ardından eline bakarak. " Elin yandığı için üzgünüm birkaç saniye daha bekleseydim kan dolaşımın durabilirdi. "

Kralın gözleri faltaşı gibi açılmıştı. Afallamıştı belliydi. " Sen de kimsin ? "

" Yüzlerce adım var ama burada birbirimizi çağırmaya ihtiyacımız olmayacak. Burada ayrı kişiler değiliz , sadece birkaç gölgeyiz..Her neyse.. " Kapıya yöneldi. " Beni izle.. "

Kral " Pekala " dercesine başını salladı.

Adam geriye döndü " Bu arada unutmadan.. " Pelerinini hafifçe araladı ve içinden kınına koyulmuş bir kılıç fırlattı ardından gözünü kırptı.

Kral birşey demedi..

***

" Nereye gidiyoruz ? "

" Gidiyoruz işte bir şikayetin mi var ? "

" Nereye gittiğimizi bilmek istiyorum. "

" Çok soru soruyorsun genç Kral... "

***

" Sonunda.. " diye mırıldandı Abaet kendini bir taşın üzerine atıverdi. " Yorulmuşum.. "

Adam cevap vermedi ama kapişonunu tekrardan geriye attı Bembeyaz saçları ve yıpranmış yüzü ilk kez dikkatini çekmişti.. " Dinle beni.. "

Abaet doğruldu. " Önce sen beni dinle "

Adam parmağını şıklattı , Kral anında buz kesip dondu. Tüm vücudu maviye boyanmasına rağmen sadece kulakları normal rengindeydi.

" Daha iyi.. " diye mırıldandı adam.

" Beni dinle..Uzun zamandır senin peşindeyim..Sonunda buldum ve zaman kaybedip yakalanmak istiyorsun. Önlemimin sebebi budur saygısız bir züppe olduğumu düşünme Kral. " Ayağa kalktı. "
D'ranTe örgütünün lideriyim..Daha önce duymadığını biliyorum. Bizi bizden başka kimse bilmez..Kalwareth bile..Ahaha. Lanet olası yılan kafa..Her neyse...Dediğim gibi bizi bizden başkası bilmez..Bunu dediğime göre artık sende bizden oluyorsun..Sınavı hatırlıyor musun ? Buraya gelme sebebini...Yakının olan kimseye söylemediğin amacını gerçekleştirmek için buraya geldiğin ? Yeterince açtım sanırım..Üzgünüm Abaet ama bugün değil..Yaptığı ağ büyüsüyle seni sınava sokan ve enerjisiyle bu zamanda yaşadığın büyücüyü hatırlıyor musun ? "

Yüzü buruştu.

" Banperoth ve askerleri sen bu zamana geldikten birkaç saat sonra tapınağı bastılar..İhtiyar büyücünü yakaladılar ve tam öldürecekken ben buraya geldim..Burada geçirdiğin her bir saat oradaki bir dakikaya eşittir. Anlayacağın öldü ölecek..Demek istediğim o ölünce zamanına geri geleceksin. Enerjisi bitince burada yaşayamassın ve daha kötüsü iki zamanın arasına kısılıp kalabilirsin. Düşünsene bir gün Adorra ile Flört ediyosun sonraki günse evlisin sonraki gün yine geri dönüp evlilik teklifi ediyorsun.. "

Bıyıklarının ardından gülümsedi.

" Her neyse..Zamanına dönünce bizi bul..Başkentini hala hatırlıyorsun değil mi ? Mavi Ay Hanı..4 Numara , odanın sağ alt köşesindeki tahta döşemelerden biri biraz dışa doğru çıkıktır..Bitiştiği yere kılıcının kabzasıyla sertçe vur , keskin tarafla değil unutma.. "

Parmağını tekrar şaklattı.

Abaet tam konuşacaktı ki adam tekrar konuştu..

" Şş..İnanmayabilirsin ama birazdan zamanımıza döneceğiz..Hazırlan..Tapınağın ortasına döndüğümüz anda bizi ne bekleyeceğini bilemeyiz..Savaşa hazırlan. "

Ardından pelerinini hızla kapattı ve elini Abaetin omzuna koydu..

" Elveda İhtiyar Büyücü.. "

Bir anda ortalık bembeyaz oldu ve Abaet gözlerini kapatıp açana kadar kendini tapınağın içerisinde buldu.. Yabancı gelmeyen bir ses duydu..

" ATEŞ ! "

Abae üzerine gelen oklardan kenara atlayarak kurtuldu.

" Banperoth dur ! "

" Kılıçlar..Hücum.. "

Ve 3 asker kralın üstüne atıldı..

Hızla kılıcını çeken kral ilk askerin kılıcını savuşturup sırtına uzun bir çizik bıraktı. İkinci kılıçlıdan kenara kaçarak kurtuldu ve üçüncüyü omuz atarak yere düşürdü. İkinci asker hızla üzerine atılıp başına doğru kılıcını salladı. Kral hızla eğilip askerin karnının ortasına kılıcını çaldı. Ardından çıkarır çıkarmaz dönüp üçüncü askerin miğferini parçaladı. Al bir alev parladı..

" Sıradaki sen misin Banperoth ? "

Banperoth Sol elini havaya kaldırdı. Sağ elindeyse kılıcı vardı.

" Hayır..Sensin.. "

Sağ elindeki kılıcı Krala çevirdi ve anlaması zor birkaç sözcük mırıldandı..Birden bir fırtına sesi duyuldu. Şimşekler çaktı ve çakan dördüncü şimşek tapınağın tavanını delip Banperoth'un elinde dönmeye başladı.

" Elveda Kral.. "

Şimşek birden mavi bir enerji kütlesine dönüşerek Banperoth'un içine girdi. Kollarından geçerek Kılıcın kınına ulaştı ve hızla kılıcın ucundan fırlayıverdi...

Kral kılıcını önüne tutup bekledi..Birden muhteşem kuvvetli bir ses duyuverdi..Gözlerini açtı. Daha birkaç dakika önce karşılaştığı adam süzülerek önüne indi..Pelerini parçalanmış kaşı açılmıştı..Burnundan kanlar akıyordu..

Banperoth pis pis sırıttı. " Biri seni iyi benzetmiş olmalı..D'ranTe'ydi değil mi ? Sizin şu küçük evcilik örgütünüz..Komik.. "

Abaet atıldı. " Hani sizi sizden olmayanlar bilemezdi.. "

Adam sessizce mırıldandı. " Bir zamanlar bizden olanlar hariç.. "

" Üzgünüm Laeron..Ölme vakti ! "

Bir şimşek daha iniverdi yeryüzüne..Tam Kralla Laeron'un üzerine..

Kral birden kendini kızıl bir enerji küresinin içinde buldu.

Laeron konuştu. " Korkma dostum , bu büyü iyileri korur.. "

Ciddende ortalıkta gözüken iyilerin hepsi buradaydı..Birden gözü yerdeki birine çarptı...Hızla yanına koşup eğildi..

" Drakar ! "

Yaşlı büyücü cevap vermedi..Nefes almıyordu..Birden cesetten yeşil taneler dökülmeye başladı..Zamanla gitgide arttı ve birden tüm vücut toz oldu..

Laeron hızlıca konuşuyordu. " Kalwareth'in zehiri evlat..Şimdi vakti değil geri çekil.. "

Ve enerji kütlesi dağılıverdi..

Banperoth şaşkınlıkla geriledi.

" Nasıl !? "

Laeron haykırdı. " Böyle ! "

Gözleri kızıla büründü üzerindeki beyaz pelerinin paçaları havalanıp kan kırmızısı rengini aldı. Kollarını yavaşça öne ilerletti ve ani bir hareketle savurdu.

Ellerinden çıkan iki alev dalgası ileri fırlayıverdi. Birbirlerini sararak ilerlerken Banperoth'un dehşet dolu yüzünün karşısında Laeron'un gülümsemesi vardı. Öyle bir gülümsemeydi ki bu Kral bile ürktü..Alınan bir intikamın gülümsemesiydi bu..

Banperoth son sözlerini bile söyleyemeden havalandı , arkasındaki duvarı kırarak yere kapaklandı..Pelerini ve zırhı tutuştu , acı dolu bir çığlık attı ve birden parçalanarak dağılıverdi.Birkaç saniye önce kırdığı duvarsa üzerine devriliverdi..Bir toz bulutu havaya kalktı

Laeron arkasına döndü..

" Dediklerimi unutma.. "

Ve tapınağın tavanındaki delikten yansıyan Ay Işığına bakarken yok oluverdi..

Hiç yorum yok: